01 Kasım 2008

mustafa filminin ardından


Mustafa film Fragmanı Trailer Belgeseli

mustafa filminden sonra aklımda belirenleri uzun uzun düşündüm. bunlar arasında birebir filmle ilgisi olmayan bir sürü fikir de vardı. ilk önce egeyle beraberce izlediğimiz bu harika filmi çok begendiğimi ve okullarda mutlaka gösterilmesi gerektiğini düşündüğümü yazayım. ne de olsa biz 80 darbecilerin insani değerlerden uzak çatık kaşlı Atatürk dayatmaları ile büyümüş çocuklardık. O uydurma Atatürkçülerden aralanıp, ilkin sarı zeybek'de, Atatürkün insani yüzüyle tanışınca çok etkilenmiş ve bu Atatürk'ü daha bi sevmiştik. bu filmde beni rahatsız eden tek şey, harita üzerindeki anlatımların bana çok basit gelmesi idi. ama abartılı bir görsellik olmayınca dış ses belki de daha etkili oluyor diye değerlendirdim kafamdan. ben bu ülkede çağdaş atılımın devrimin yapılmasında kadınların çok etkili olacağını düşünmüştüm hep. oysa görüyorum ki, bir avuç bez parçasıyla kendini köleleştirip, aşağılatan ve buna özgürlük mücadelemiz diyen kadınlar var artık çevremizde. kadınların aslında kafasını değil beynini açmak özgür kılmak için, devrimler için o kadar ölen kalanı bir yana bırakalım sadece Atatürk'ün, hayatında ağlama, gülme,eğlenme özgürlüğünden feragat ettiğini bilmek bile o bez parçasıyla bu vatana nasıl ihanet edildiğini yüzümüze vuruyor oysa.
katı bir Atatürkçü değilim, doğruları yanlışları olan bir lideri , en çok bedeninin taşıyamayacağı kadar büyük ve ileri görüşlü bir beyne sahip olduğu için severim. yıkık dökük bir memleketi ayağa kaldırmaya çalışırken, operalar, tiyatrolar, korolar kurdurttuğu için severim.bilimi herşeyin önünde tuttuğu için severim. ahh o küçüçük geri anadolu kasabası Ankara'yı planlı, düzenli, mimari ve şehircilik anlamında dosdoğru bir başkent haline getirdiği için severim. kurtuluş savaşında bolşeviklerden yardım aldığı,dinin karanlık yüzünü devlet işlerinden tamamen ayırmaya çalıştığı için severim.hele de tüm bunları bir 10 yılda yaptığını düşününce gurur da duyarım.
oysa şimdi televizyonu açınca ülkemi temsil edenlerin yanındaki çağdışı kadınları görüyorum artık. kaçak yapılmış tarikat yuvalarında ölen onlarsa kızın resminin yanında; kızlarımız kötü yola düşerek ölmedi ki, diye açıklama yapan ebeveynleri.. Ankara'da heykellere tükürüp, hitit güneşine bile tahammül edemeyecek kadar küçük, geri, örümcek kafalıların pis pis sırıtıp iktidarın gücünü çıkartmalarını görüyorum. insanların elinden her türlü sosyal hakları çatır çatır alınıp, mutsuz ve yarınsız geçler yaratılırken en çok ihtiyaç duyulan sosyal demokrasinin ortadan kayboldugunu görüyorum.içim artık bişey yapmadan seyretmeyi kaldırmıyor..
aklımda karmakarışık. mustafa filmi bu yazının çıkış noktası ama anafikri değil.noktayı da filmden bir cümleyle koyayım o zaman;

''biz, ilhamlarımızı, gökten ve gaipten değil, doğrudan doğruya yaşamdan almış bulunuyoruz'' mustafa kemal

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder