01 Mart 2009

pazar pazar..

2 gündür bitmeyen başağrısı ve kronik boyun agrısı sebebiyle yuttuğum ilaçlar, saat 23.00 e gelmeden sızmama neden oldu dün gece. zaten premenstrual sendrom nedeniyle bütün gün oscar törenindeki konuşmalara,ardından da ana haber bultenine ağlayıp bitap düşmüştüm.hal böyle olunca da,erken uyuyakalıp sabah erkenden uyandım. işin kötüsü başım ve boynum dün gece kadığı yerden ağrımaya devam ediyordu. olsun, yine de egeyle gidip market alışverişi yaptık, güzel bir kahvaltı hazırladık kendimize.hatta akşamüstü için tatlımızı beraber çırptık.cumartesi ve pazar günlari radikal ve taraf okumaktan daha keyifli ne olabilir? tabi ki eklerini okumak...bu hafta değişiklik yapıp ntv bilim dergisi de aldık. ama ege pek de yüz vermedi dergiye :)
sabahtan beri milk ve vicky cristina barcelona hakkında yazacaklarımı kafamda kurguladım durdum. ama şimdilik milk'in harika bir film olduğunu, sadece komunist bir eşcinselin hayatını anlatıyor olması bile izlemem için yeter sebep olsa da, sean penn'in mükemmel oyunculuğuna bir kez daha hayran kaldığımı söylemekle yetineceğim.mutlaka izleyin derim ben. iki filmi de birkaç kez daha izlenebilecekler listeme alacak kadar sevdim zaten.
bugun havva'ya çok yorgunum temizlik yapmam lazım, ne yapsam ? dedim.yapma salla dedi.yapmadım, oturuyorum öyle.ege'ye köfte kendime de kremalı patates yaptım, bol bol da abur cubur ve meyve yedik.
işte böyle bir pazar daha akşam oldu, okuma listeme düşenlerin bazılarına göz gezdirmek, çekmek istediğim fotograflar ve vermek istediğim pozları planlamak bugune dair birkaç şeydi..
birgün daha yaşandı,bitiyor...halen bir sürü şey arayan ve ne aradığından emin olamayan, tedirgin ve huysuz küçük kız, bu fırtınalar yanında sakin ve hoşgörülü olmaya çalışan özverili anne ve en azından neyi istemediğini çok iyi bilen sert kadın.içimde üç karakter, yorgun ama umutluyuz..
bir pazar sonlanıyor ve işte sonunda ilkbahar geliyor !

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder