22 Ağustos 2011

Yaşamın Ucuna Yolculuk'tan


'' sordukları zaman, bana ne iş yaptığımı, evli olup olmadığımı, kocamın ne iş yaptığını, ana babamın ne olduklarını sordukları zaman, ne gibi koşullarda yaşadığımı, yanıtlarımı nasıl memnunlukla onayladıklarını yüzlerinde okuyorum. ve hepsine haykırmak istiyorum. onayladığınız yanıtlar yalnız bir yüzey, benim gerçeğimle bağdaşmayan bir yüzey. ne düzenli bir iş, ne iyi bir konut, ne sizin '' medeni durum '' dediğiniz durumsuzluk, ne de başarılı bir birey olmak yada sayılmak benim gerçeğim değil. bu kolay olgulara, siz bu düzeni böyle saptadığınız için ben de eriştim. hem de hiçbir çaba harcamadan. belki de hep istediğim gibi çalışmadan. istediğiniz düzene erişmek o denli kolay ki... ama insanın gerçek yeteneğini, tüm yaşamını, kanını, aklını, varoluşunu verdiği iç dünyasının olgularının sizler için hiçbir değeri yok ki.. bırakıyorsun insan onları kendisiyle birlikte gömsün. ama hayır, hiç değilse susarak hepsini yüzünüze haykırmak istiyorum. sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yönüm yok. aranızda dolaşmak için giyiniyorum. iyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. aranızda dolaşmak için çalışıyorum. istediğimi çalışmama izin verdiğiniz için. içgüdülerimi hiç bir işte uygulamama izin vermediğiniz için. hiç bir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz.''
(tezer özlü, yaşamın ucuna yolculuk)