03 Temmuz 2011

Kırıklar

Beyaz ve siyah nettir, tartışma gerektirmez. Sadece siz siyah dediniz diye beyaz siyaha dönmez, hatta gri bile olmaz. Gerçek kanıtlanmıştır. Bir gerçeği sizin inkar etmeniz o gerçeği değiştirmez. Olsa olsa siz kendinizi kandırırsınız, siz hayal olursunuz, gerçek orada durur.
Sorunları ortasından, sonundan, soru soranın sorusundan başlatamazsınız. Sorunun en dibine inip bakmak gerekir. Tartışabilmenin en birinci kuralı: " bu konu karşımdaki için sorun yarattığına göre, nasıl bir hata yapmış olabilirim" sorusudur. "bana bir soru soruluyor, saldırayım ve karşımdakini rencide edeyim, ardından öyle büyük başka sorun çıksın ki ben haklı olayım, olaydan yırtayım." diyorsanız, yanlışı kendinizde arayacaksınız.
Sorular varsa yanıtları da vardır. Soruya soru ile cevap vermek, kaçmaktır. Bu taktiği rakibinizi, düşmanınızı yenmek için, göt etmek için kullanabilirsiniz. Ama yakınınız saydığınız bir insanı göt etmek ne sizi haklı kılar, ne soruları yanıtlar ne de sorunları çözer. 
Varolan sorunları çözmek için, onu dile getirenleri suçlamak, karalamak ya da tahrik etmek size geçici bir zafer kazandırabilir. Suçladığınız insanlardan aldığınız cevapları kullanmak, olan şeyleri kapatmak için olmayan şeylerden suni problemler çıkartmak tartışmak değil, kaçak güreşmektir. Hata bir işi yapmak ise, ne yaptığını soran değil o işi yapan hatalıdır. Hatalı olanı neden yaptığınız bile çok önemli değildir. Soru soran insana cevabınız yoksa, ya o işi yapmazsınız, ya sorulduğunda o işi yaptığınızı açıkça anlatırsınız. Gerisi kendi kendini tatmin olur.
İnat etmek çocukluk yıllarında kalırsa faydalı olur.
Ertesi gün yüz yüze bakma ihtimali taşıdığınız insanlarla tartışırken, suçluluğun getirdiği saldırganlıkla, o kişiye hakaret etmeyin. Size tüm açıklığıyla anlattıklarını onu aşağılamak için çarpıtarak yüzüne vurmayın. Kalp kırmak zaferini elde edersiniz ancak ortada kırılan kalpler varsa kazanan taraf yoktur. 
Dürüstlük yoksa samimiyet olmaz. Samimi değilseniz tüm bu yazdıklarımın geçerliliği de kalmaz. Karşısındakini inciten sevgi olmamalıdır. Hala sokakta yalın ayak bir çocuk görse bile günlerce ağlayabilen kırılganlıktaki insanlara azıcık özen gösterin. Onları kırarken, incitirken, hırpalarken yaralarının sizin kadar kolay iyileşmediğini unutmayın. 
Ya da unutun ki zaten hiç hatırlamadınız. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder